Milli Mücadele Döneminde Basın ve Önemi


Milli Mücadele Döneminde Basın ve Önemi: Milli Mücadele hareketinin başlaması, Anadolu'da Milli Mücadele basınını doğurmuştur. O yıllarda gazeteciler yokluk içindeydiler. Matbaacı, kâğıt, mürekkep ve matbaa yedek parçası hemen hemen hiç yoktu. Gazeteciler ilkel baskı makineleriyle çalışmaktaydılar. Baskı makineleri at ve öküz arabalarıyla ilden ile taşınmış, fakat tüm bu zorluklara rağmen gazeteler çıkarılmıştır.

A- ANADOLU BASINI: Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele'nin her aşamasında basından yararlanmaya çalışmış, katkı ve direktifleriyle gazeteler çıkarttırmıştır. 14 Eylül 1919'da Sivas'ta Temsil Heyeti'nin görüş ve düşüncelerini millete iletmek üzere "İrade-i Milliye" adı altında bir gazete çıkarılmıştır. Bu gazete Temsil Heyeti'nin doğrudan doğruya sözcülüğünü yapacak ilk gazetedir. İlk yazılar bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından yazdırılmıştır. Temsil Heyeti Ankara'ya geldikten kısa bir süre sonra Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyeti, Hakimiyeti Milliye adıyla yeni bir gazete çıkarmıştır.

Milli Mücadele'nin sesi olan Hakimiyeti Milliye gazetesi, TBMM Hükümetinin de resmi yayın organı olmuştur. Cumhuriyetten sonra Ulus gazetesi adını alan Hakimiyeti

Milliye'nin o yıllarda güçlü bir yazı kadrosu vardır.


1917 yılında Afyonkarahisar'da çıkarılmaya başlanan Öğüt Gazetesi, Yunanlıların İzmir'i işgali üzerine Konya'ya, buradan da İtalyanların baskısı üzerine Ankara'ya taşınmıştır. Kastamonu'da yayına başlayan Açıksöz Gazetesi de Millî Mücadele bakımından önemli bir basın organıdır.

1913 Mart'ında İttihat ve Terakki Partisi'nin yayın organı olarak Erzurum'da çıkarılan Albayrak Gazetesi, Erzurum'un Ruslar tarafından işgali üzerine yayınını durdurmuş, Rus işgali kalktıktan ve Doğu Anadolu'nun Ermeniler'e verileceği haberlerinin yayılmasından sonra "Vilayet-i Şarkiye Ermenistan Olamaz" sloganıyla yeniden çıkmaya başlamıştır. Albayrak, Millî Mücadelenin önde gelen yayın organıdır.

Bu yayın organlarının dışında Balıkesir'de çıkan "İzmir'e Doğru", Adana'da yayınlanan "Yeni Adana", Trabzon'da çıkanlan "İstikbâl", Amasya'da çıkarılan "Emel" ve Edirne'de çıkanlan "Ahali" gibi gazeteler ile Küçük Mecmua, Mehmet Akif'in Sebilürreşad Dergisi ve Anadolu'nun birçok şehrinde çıkarılan yerel gazeteler de Milli Mücadeleyi desteklemiştir.

B- İSTANBUL BASINI: İstanbul basınını, Milli Mücadele taraflısı olan ve Millî Mücadele'ye karşı olan basın şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İstanbul da Milli Mücdele’yi destekleyen gazeteler; Tasvir-i Efkar, Vakit, İkdam, İleri ve Yeni Gün gazeteleri idi. Bu gazeteler İstanbul'da çıkarıldığı için, gerek İstanbul Hükümeti'nin gerekse itilaf Devletlerinin sıkı kontrolü altındaydı. Bu nedenle de Anadolu basınında olduğu gibi açıktan açığa çoğu kez Milli Mücadeleyi destekleyen yazılar çıkmıyordu. Çünkü yazılara sansür uygulanıyordu. Milli Mücadele'ye karşı olan basın organlarının başında Alemdar, Peyami Sabah ve İstanbul gazeteleriyle, Aydede ve Ümit dergileri geliyordu. Milli Mücadele'ye karşı olan basın organlarında Refik Cevat, Ali Kemal, Refik Halit Karay ve Sait Molla tüm güçleriyle Milli Mücadele'ye karşı koymuşlar, hatta bazıları İtilaf Devletleriyle işbirliği yaparak yazılarıyla Anadolu halkının Milli Mücadele'ye karşı tavır almasına, isyanlar çıkarılmasına neden olacak propagandalar yapmışlardır.

Bunlara göre, En güçlü anında İtilaf Devletlerine karşı koyamayan Osmanlı Devleti, zayıf anında nasıl karşı koyacaktı? Zavallı Anadolu'nun akıtacak kanı mı kalmıştı? Milli Mücadele'ye karşı olan bu yazarlar, gerçeği ancak düşman denize döküldüğünde, İtilaf Devletleri İstanbul'dan ayrıldığında kavrayabilmişlerdir.

C- ANADOLU AJANSI'NIN KURULMASI: Anadolu'daki Millî Mücadele'yi geniş bir çevreye duyurabilmek ve Türk milletinin isteklerini, Kurtuluş Savaşı'nın gelişimini doğru bir biçimde kamuoyuna anlatabilmek gayesiyle bir ajansa ihtiyaç duyuluyordu. Bu ihtiyacı karşılamak için Anadolu Ajansı kuruldu. Başlangıçta yalnızca bir teksir makinesi ile çalışan bu ajans, teknik alandaki imkansızlıklara rağmen, Milli Mücadele'nin sesini duyurmada hayli başarılı oldu.

Yabancı ajanslar savaşın gelişimini yeterli şekilde işleyemiyorlar, hatta bunlar kamuoyunu bilerek yanlış biçimde yönlendiriyorlardı. Anadolu Ajansının haberleri belli bir süre Mustafa Kemal tarafından kontrol edilmişti.

Anadolu Ajansı'nın kurulması fikri ilk olarak İstanbul'dan Ankara'ya gelmekte olan Halide Edip (Adıvar) ve Yunus Nadi (Abalıoğlu) tarafından ortaya atılmıştı. Ankara'ya geldiklerinde Halide Edip, konuyu Mustafa Kemal'e teklif etmiş ve halkın Anadolu Hareketi hakkında yeteri kadar bilgilendirilemediğini söylemiştir. Bu boşluğu ve ihtiyacı doldurmayı Mustafa Kemal de benimsemiştir. İşte bu şartlar altında Anadolu Ajansı kurulmuş ve 13 Nisan 1920’de de çalışmalarına başlamıştır.

Yine o günlerin şartlarına ve gelişmelerine göre "Matbuat ve İstihbarat Genel Müdürlüğü" kurulmuştur. Anadolu Ajansı da bu genel müdürlüğe bağlanmıştır. Ayrıca Matbuat Müdürlüğü, Anadolu basınının güçlenmesine ve yayınların artırılmasına çalışarak birçok kitap ve broşür çıkarılmıştır.

D- RESMİ GAZETE’NİN ÇIKARILMASI: Halkı iç ve dış olaylar hakkında doğru şekilde bilgilendirmek amacıyla hazırlanan gazeteler, Batıda 17. Yüzyılın başından beri yayınlanmaya başlamıştı. Osmanlı Devleti'nde ise ilk gazete, 1 Kasım 1831 tarihinde çıkarılmaya başlanan Takvim-i Vakayi’dir. Bu gazetede hükümetin resmi tebliğlerinin yanında, iç ve dış olaylara ait haberler de yer almıştır. Bu gazetenin son sayısı 4 Kasım 1922 tarihlidir.

Milli Mücadele sırasında Anadolu halkının, ülkenin çeşitli işleri hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamak amacıyla, bir gazetenin çıkarılması yoluna gidilmiş ve böylece Ceride-yi Resmiye yayın hayatına sokulmuştur. Ekim 1920'de çıkarılmaya başlanan bu gazetenin adı Resmi Ceride olmuş, daha sonra da Resmi Gazete'ye çevrilmiştir.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 2130 defa okunmuştur.