Türkiye’de Demokratikleşme Çabaları -Demokrasi Hareketleri


Türkiye’de Demokratikleşme Çabaları -Demokrasi Hareketleri: Atatürk’ün sağlığında çok partili hayata geçmek için denemeler yapılmış ancak başarılı olunamamıştı. İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği sıkıntılar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insan hakları ve demokratikleşme yönünde yeni çabaları ortaya çıkardı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra barışı korumak için kurulmuş olan Birleşmiş Milletler Örgütünün kuruluş belgesinde insan haklarına ve demokratikleşmeye vurgu yapılmıştı. BM’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye demokratikleşme konusunda gerekli çalışmaları başlattı. Çok partili siyasi yaşama geçiş aşamasında ilk siyasi parti 1945 yılında kurulan Millî Kalkınma Partisidir. 1946 yılı içinde ise ondan fazla siyasi parti kurulmuştur. Bunların içinde en dikkat çekeni özellikle ekonomi hakkındaki görüş farklılıkları nedeniyle CHP’den ayrılan Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuad Köprülü ve Adnan Menderes tarafından kurulan Demokrat Partidir.

Aynı yıl ilk defa çok partinin katıldığı bir seçim yapılmıştır. DP bu seçimden sonra Mecliste temsil edilmiş, ancak CHP iktidarı devam etmiştir. 1950 seçimlerinde ise Demokrat Parti iktidara gelmiştir. 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti, 1954 ve 1957 y

ıllarında yapılan seçimleri de kazandı. Ülkemizde 1946 yılında başlayan demokratik hayat ve bu sistemi yerleştirme çabaları 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 yıllarında gerçekleştirilen askerî müdahalelerle kesintiye uğradı.

İnsan Haklarının Gelişimi

20. yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı insan hakları açısından büyük ihlallere neden olmuştu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesi ve savaş yıllarında yaşanan ihlaller İnsan haklarının yasalarla koruma altına alınması ihtiyacını doğurmuştur. Bu amaçla da 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni 1948 yılında kabul etmiştir. Buna bağlı olarak da 1950 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kabul edilmiştir. Aşağıda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin bazı maddeleri verilmiştir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Bazı Maddeleri (1948)

- Madde 1: Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar.
- Madde 2: Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir kural vb. fark gözetilmeksizin bütün haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.
- Madde 3: Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
- Madde 4:Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle
ticareti her türlü şekliyle yasaktır.
- Madde 5: Hiç kimse işkenceye... haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi
tutulamaz.
- Madde 7: Kanun önünde herkes eşittir.
- Madde 9: Hiç kimse keyfi olarak tutulamaz, alıkonulamaz veya sürülemez.

Birleşmiş Miletler Cemiyetinin getirdiği kurallar insan haklarının sadece ihlal edilmemesini değil sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda geliştirilmesini de öngörmektedir. Ülkemizde de bu yönde birtakım çalışmalar başlatılmış ve özellikle çalışma hayatı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Aşağıdaki tabloda Türkiye’de 1945-1960 döneminde insan hakları konusundaki bazı gelişmelere yer verilmiştir.

Kaynak: Açık Oğretim Okulları İçin T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 8 Ders Notu, Hazırlayan Mehmet BAĞCI, ÜNİTE 7, s 214

- Okuma Sayısı: Bu yazı 65726 defa okunmuştur.