SSCB’nin Dağılmasının Türkiye'ye Etkileri: Sovyetler Birliği'nin Dağılışı Türkiye'yi Nasıl Etkilemiştir Sovyetler Birliği’nin dağılmasından tüm dünya gibi Türkiye de etkilendi. II. Dünya Savaşı’ndan beri SSCB, ülkemiz için bir tehdit durumundaydı. NATO’ya üye olan Türkiye, SSCB’ye karşı Batının yanında yer almıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılması öncelikle bu tehdidin ortadan kalkmasını sağladı. Bunun yanı sıra yeni bağımsızlığını kazanan cumhuriyetler ile ülkemiz arasındaki ikili ilişkiler gelişti.
Sovyetlerin dağılmasının ülkemiz açısından en önemli sonuçlarından biri de Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan gibi Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını kazanması oldu. Bu cumhuriyetler ile ülkemiz arasındaki kültürel ve tarihî bağlar ikili ilişkilerde etkili oldu. Yeni Türk Cumhuriyetleri ile ekonomik ilişkilerin yanı sıra birçok alanda iş birliği yapıldı. Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrenciler ülkemizde üniversite eğitimi gördü. Ayrıca Kazakistan ve Kırgızistan’da ortak üniversiteler kuruldu. Ortak alfabe çalışması, televizyon yayını gibi birçok alanda çalışmalar yapıldı.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra en önem
li konulardan biri Hazar Denizi’nde yer alan petrollerin uluslararası pazara taşınması sorunu oldu. Hazar Denizi ve çevresindeki ülkeler, dünyanın önemli petrol ve doğal gaz merkezlerindendir. Hazar’daki petrol kaynakları açısından en zengin rezervlere sahip olan Azerbaycan ve Kazakistan’ın petrollerinin uluslararası pazara taşınması için oluşturulan boru hatlarından biri ülkemizden geçmektedir. Bakü - Tiflis - Ceyhan boru hattı (BTC) olarak adlandırılan bu hat Mayıs 2005’te tamamlandı. Ülkemiz bu boru hattından gelir elde etmektedir. Bütün bunların yanında Türkmenistan’dan Avrupa’ya kadar uzanan bir doğal gaz boru hattı olan NABUCCO ile ülkemizin hem stratejik önemi artacak hem de ülkemiz ekonomik açıdan önemli kazançlar elde edecektir.
Türk Cumhuriyetleri ile ilgili projenin yanı sıra doğal gaz kaynakları açısından zengin olan Rusya ve İran’dan ülkemize boru hatları ile doğal gaz gelmektedir. Bu ülkelerden aldığımız doğal gazı, evlerimizde, sanayide ve elektrik üretiminde kullanmaktayız. 1979 yılında Irak’ta iktidarı ele geçiren Saddam Hüseyin, komşu ülkelere karşı saldırgan bir tutum sergiledi. Önce 1980 yılında İran’a saldırdı. Bu nedenle İran - Irak arasında başlayan savaş sekiz yıl sürdü. 1990 yılında ise Saddam Hüseyin ve Irak, dünyanın gündemine tekrar yerleşti. 2 Ağustos 1990 tarihinde Irak, Kuveyt’i işgal etti. Petrol kaynakları açısından zengin bir ülke olan Kuveyt’in işgali, ABD gibi ülkelerin Irak’a karşı sert tepki vermesine neden oldu. Irak’ın Kuveyt’ten çekilmemesi üzerine Birinci Körfez Savaşı başladı. ABD öncülüğündeki Birleşmiş Milletlere bağlı kuvvetler Ocak 1991’de Irak’ı havadan bombardımana başladı. Savaş sırasında Irak, Kuveyt’ten çekilmek zorunda kaldı. 3 Mart 1991’de de Irak’ın ateşkes koşullarını kabul etmesiyle savaş sona erdi.
11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı gerçekleştirilen terörist saldırılar yeni bir dönemin başlangıcı oldu. ABD, saldırılardan Afganistan ve Irak gibi bazı ülkeleri sorumlu tuttu. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan kuvvetler önce Afganistan’a daha sonra da Irak’a harekât düzenlediler. ABD başkanı George Bush, Saddam Hüseyin önderliğindeki Irak’ın nükleer silahlara sahip olduğunu ve bu durumun dünya için bir tehdit olduğunu ileri sürdü. Bu nedenle Irak’a düzenlenen hareket 20 Mart 2003’te başladı. İkinci Körfez Savaşı olarak adlandırılan bu süreç Saddam Hüseyin iktidarının devrilmesiyle son buldu. Hâlen Irak’ta İngiliz ve Amerikan kuvvetleri yer almaktadır.
Kaynak: 8. Sınıflar İçin Bütün Yardımcı Ders Kitabı, TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Bölümü, sayfa: 836.
Bu yazıar da ilginizi çekebilir:
- SSCB Yönetimindeki Türk Topluluklarının Durumu
- SSCB ve Orta Asya'daki Türk Devlet ve Toplulukları
- SSCB’nin Dağılmasının Türkiye'ye Etkileri
- SSCB’nin Dağılmasının Kafkaslara Etkisi
- SSCB’nin Dağılması ve Yeni Dünya Düzeni
- SSCB'nin Dağılmasının Dünyaya Etkileri ve Sonuçları
- SSCB’nin Dağılmasının Doğu Avrupa ve Balkanlara Etkisi
- Okuma Sayısı: Bu yazı 17811 defa okunmuştur.