2. Dünya Savaşı Sırasında Türkiye


2. Dünya Savaşı Sırasında Türkiye: Kısaca 2. Dünya Savaşı’nda Ülkemizde Yaşanan Gelişmeler
Atatürk I. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da meydana gelen gelişmeleri yakından takip etmiş ve yeni bir savaşın çıkacağını öngörmüştür. Atatürk bu konuda yaptığı bir açıklamada şöyle demektedir:“Versay Antlaşması I. Dünya Savaşanı hazırlayan nedenlerin hiçbirini ortadan kaldırmamış, aksine dünün başlıca rakipleri arasındaki uçurumu daha fazla derinleştirmiştir. Galip devletler yenilenlere barış koşullarını zorla kabul ettirirken bu ülkelerin etnik, jeopolitik ve ekonomik özelliklerini dikkate almamışlar, yalnız düşmanlık duygularının üzerinde durmuşlardır. Böylelikle de bugün içinde yaşadığımız barış, ateşkesten öteye gidememiştir. Bence dün olduğu gibi yarın da Avrupa’nın kaderi Almanya’nın tutumuna bağlı kalacaktır.”

Atatürk, yukarıdaki sözleri 1931 yılında Amerikalı General Mac Arthur’a söylemiştir. Yani savaşın başlamasından sekiz yıl önce dünyanın Almanya öncülüğünde savaşa gideceğini söylemiştir. Avrupa’daki bu gelişmeleri gören Atatürk, Balkan Antantı ve Sadabat Paktı ile ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak için adımlar a

tmıştır. Aynı zamanda barışçı politikalarını sürdürmüştür. Atatürk’ün temelini oluşturduğu barışçı Türk dış politikası II. Dünya Savaşı sırasında da devam etmiştir.

Mihver ve Müttefik Devletler coğrafi konumundan dolayı Türkiye’yi kendi yanlarında savaşa sokmak için yoğun baskı uyguladılar. Bu süreçte Türkiye, savaşan devletlerle saldırmazlık ve karşılıklı yardım anlaşmaları imzalayarak ve devletlerarası ilişkileri yakından takip ederek denge siyaseti izlemiştir. Türkiye bu sayede II. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını korumayı sürdürmüştür.

1944 yılına gelindiğinde artık bu dünya savaşının galipleri belli olmuştu. Almanya tüm cephelerde yenilmiş ve geri çekilmeye başlamıştır.1945 yılının Şubat ayında savaş sonrası durumu görüşmek üzere Yalta’da bir konferans toplandı. ABD, İngiltere ve SSCB, Yalta Konferansı’nda, daha önce kurulması kararlaştırılmış olan Birleşmiş Milletler Cemiyeti’ne kurucu üye olarak katılabilmek için Mihver Devletlere savaş açmış olma şartı getirdiler.

Türkiye bu durumda savaş boyunca sürdürdüğü tarafsızlık politikasını terk ederek 23 Şubat 1945 tarihinde Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etti. Bu savaş ilanı Türkiye’nin BM’ye kurucu üye olarak katılması amacıyla yapılmıştır. Ülkemiz fiili olarak savaşmamıştır.

Sonuç olarak: Almanya ve Sovyet tehdidine rağmen Türkiye savaşa girmemiştir. Savaş sırasında dengeli bir dış politika izlenmiş, böylece ülkenin savaştan olumsuz etkilenmesi önlenmeye çalışılmıştır. Fakat Savaşın ekonomik etkileri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hissedilmiştir.


Kaynak:Tüm Dersler 8. Sınıf, TC İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Hazırlık Kitabı, sayfa: 829.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 6647 defa okunmuştur.