Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Kabulü (3 Mart 1924): Osmanlı Devleti’nin eğitim sisteminde birlik yoktu. Dini eğitim veren medreselerin dışında batı tarzında açılmış olan okullar da bulunmaktaydı. Eğitim programları ve kuruluş amaçları birbirinden çok farklı olan bu eğitim kurumlarından mezun olan insanlar, birbirlerinden farklı, hatta zıt dünya görüşlerine sahip oluyorlardı. Ayrıca azınlıkların (gayrimüslimlerin) yabancı devletlerin ve misyonerlerin okulları da durumu daha karışık hale getiriyordu. Müslüman olmayan Osmanlı vatandaşları istedikleri gibi okullar açıyor ve istedikleri şekilde öğretim yapıyorlardı. Bu karışık durum ülkede kültür ikiliğinin yaşanmasına yol açmış, düşünce ve bilgi birikimi yönünden farklı kuşaklar yetişmiştir. Bu durumun düzeltilmesi gerektiğini düşünen Mustafa Kemal’e göre önce Osmanlı Dönemindeki bu eğitim kargaşasına son verilmeliydi. İki tip öğretim sistemi ortadan kaldırılarak toplumdaki eğitim ve kültür konularındaki bölünmüşlük sona erdirilmeliydi. Halifeliğin kaldırıldığı 3 Mart 1924 günü kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu (eğitim ve öğretimin birleştirilmesi kanunu) ile bu yönde büyük adım atıldı.Bu kanunla:
- EÄŸitim ve öğretim birleÅŸtirilmiÅŸtir. Böylece farklÄ
± okullarda yetiÅŸen genç kuÅŸaklar arasındaki kültürel çatışma ortadan kaldırılmıştır.
- Ülkedeki her çeşit eğitim ve öğretim kurumları devlet denetimine alınarak Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, tüm eğitim ve öğretim işlerinden sorumlu tek kurum olmuş ve öğretim tek elde birleştirilmiştir.
- Medreseler kapatılmış çağdaş, laik ve millî eğitim sistemine geçilmiştir.
Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Açık Oğretim Okulları (Açık Oğretim Lisesi- Meslekî Açık Oğretim Lisesi) İçin Hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 2 Ders Notları, Alim ÖZTÜRK, s 21, 2007
- Okuma Sayısı: Bu yazı 100434 defa okunmuştur.