Atatürk Dönemi Sağlık Politikaları - Politikası: Cumhuriyetin ilk yılları diğer alanlar gibi sağlık alanında da gelişmelere sahne olmuştur. 1928, 1930 ve 1933 yılları bugünkü sağlık politikalarının temellerinin atıldığı yasaların çıkarıldığı yıllardır. Sağlık eğitimi, toplum katılımı ve koruyucu sağlık hizmeti gibi konular o dönemde üzerinde durulan ve çalışmalar yapılan politikalardan bazılarıdır. Atatürk’ün sağlık hizmetine bakış açısı dönemin politikalarının düzenlenmesinde etkili olmuştur.
Sağlıksız toplumların kalkınması ve gelişmesi çok zordur. Sağlık düzeyinde belirli bir düzen ve seviyeye ulaşmış toplumlar ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda gelişme göstermişlerdir. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşarak gelişmek ve kalkınmak isteyen, yeni kurulmuş bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti bu nedenle sağlık alanında stratejik politikalar uygulamaya başlamıştır.
Atatürk dönemi saÄŸlık politikaları’nda milli eÄŸitim ve saÄŸlık hep birlikte ele alınmıştır. SaÄŸlıklı bir toplumun oluÅŸabilmesi için eÄŸitimli bir toplum olması gerektiÄŸi düşünülmüş, bu nedenle de okuma yazma eÄŸitiminin arttırılması ve saÄŸlık eÄŸitimlerinin verilmesi uygulamaları birlikte iÅŸlenmeye baÅŸlamıÅ
Ÿtır. Verilen eÄŸitimler aşı, temizlik, içilen suyun temizliÄŸi ile ilgili bilgiler içermektedir. Aynı zamanda bu eÄŸitimlerin içinde saÄŸlıkla ilgili temel krallar da yer almaktadır.
TBMM’nin kurulması ile birlikte sağlık politakalarıyla ilgili çalışmalara başlanmıştır. 2 Mayıs 1920’de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı kurulmuştur. Bakanlığın kurulduğu yıllarda ülke işgal ve altında savaşlar devam etmektedir. Bu dönemde bir ordu kurulması gerekmektedir. Ordu ile ilgili çalışmalardan önce Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı kurularak sağlıklı ordu ile birlikte başarıya ulaşılabileceği düşünülmüştür.
Bakanlığın kurulmasının TBMM’de konuşulduğu dönemde bir grup milletvekili ayrı bir bakanlığa gerek olmadığını İçişleri Bakanlığı bünyesinde olmasının yeterli olduğunu savunmuş, bir grup milletvekili de sosyal yardımın bu bakanlık için gerekli olmadığını savunmuştur. Ancak Atatürk, sosyal yardımların sağlık ile mutlaka ilişkili olmasını gerektiği ve sağlık politikalarının ayrı bir bakanlık altında görüşülmesi gerektiği düşüncesi üzerinde durmuştur. Atatürk bu bakanlığın kurulmasındaki görüşüyle Dünya Sağlık Örgütü’nden önce sosyal yardımın sağlık üzerindeki etkisi üzerinde durmuştur.
Cumhuriyet dönemi ilk Sağlık Bakanı Dr. Adnan Adıvar’dır. Ardından Sağlık Bakanlarını sırasıyla Dr. Refik Saydam, Dr. Rıza Nur, Dr. Refik Saydam, Dr. Mazhar Germen, ve yeniden Dr. Refik Saydam yapmıştır.
Sağlık hizmetleri Cumhuriyet’in ilk yıllarında devletin temel görevi olarak kabul edilmiştir. Dr. Refik Saydam’ın Sağlık Bakanı olmasıyla birlikte sağlık politikalarıyla ilgili adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu dönemde yayılan salgın hastalıklar halkın içinde büyük sorunlara yol açmaya başlamıştır. Sağlık politikalarında ilk üzerinde durulan konu bu salgın hastalıklar olmuştur.
1924 yılı itibariyle hastanesi bulunmayan ilçe merkezlerine muayenelerin ve tedavilerin yapılacağı sağlık kabinleri, dispanserler açılmaya başlanmıştır. Bu sağlık merkezleri evde ve ayakta tedaviyi baz alarak 5-10 yataklı küçük merkezlerdir. Bu merkezler hasta muayenelerini ücretsiz yapmaktadır. Tedavi olduktan sonra hemen evine dönemeyecek, köyde outran ve gidecek yeri olmayan hastalar, merkezde yatırılma sırasında önceliği bulunan hastalardır. Bu merkezlere ulaşımın herkes tarafından sağlanabilmesi için ulaşımın kolay sağlanabileceği işlek ve merkezi yerlere kurulmuştur.
1925 yılında Sağlık Çalışma Programı düzenlenmiş ve özellikle bazı konular üzerinde durulmuştur. Bunlar;
√ Sağlık memuru, hekim ve ebe yetiştirerek daha çok insane ulaşmasını sağlamak,
√ Devlet içerisinde yer alan sağlık örgütünü geliştirmek,
√ Doğum, Çocuk Evleri ve Numune Hastaneler açarak insanlara daha faydalı sağlık hizmeti sunabilmek,
√ Verem, Sıtma, Frengi, Cüzzam gibi hastalıklarla mücadele edebilmek için çalışmalar yapmak,
√ Sağlık kanunları çıkarmak,
√ Sosyal yardımla ilişkilendirilen sağlık örgütünü köylere götürebilmek,
√ Hıfzısıhha Okulu ve Merkez Hıfzısıhha Enstitüsünü kurmak.
Refik Saydam döneminde Tıp Fakültelerini daha cazibeli hale getirerek mezunlara mecburi hizmetin uygulanması için çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca bu dönemde tedavi edici hekimlik yerel yönetimlere bırakılmış, koruyucu hekimlik ise merkezi yönetimlerin elindedir. Tek amaçlı hizmeti baz alan sağlık çalışmaları geniş bölgede dikey örgütlenme şeklinde yürütülmüştür. Koruyucu sağlık hizmetleri ile ilgilenen hekimlerin maaşları arttırılmıştır. Devlette sağlık hizmeti yürüten hekimlerin özel sektörde çalışması yasaklanmıştır. 1933’de Hıfzısıhha Enstitüsü’nde kuduz aşısı çalışmaları ile kuduzla savaş başlamıştır.
Annesiz-babasız kalan çocuklar için ‘Ana Kucağı’ adı altında koruma evleri açılmıştır. İşe giden işçi anne çocuklarına özel ‘Bakım Evleri’ kurulmuş ayrıca çocukların süt ihtiyaçları karşılamak için süthaneler ve banyo ihtiyacı için hamamlar açılmıştır.
Atatürk dönemi yapılan tüm sağlık çalışmaları geleceğe ışık tutan, dönemin şartları düşünülerek oluşturulmuş politikalardır. Sağlıklı bir toplum oluşturulması amaçlanarak sosyal devlet anlayışına uygun sağlık politikaları yapılmıştır.
- Okuma Sayısı: Bu yazı 5465 defa okunmuştur.