18 Mart Çanakkale Zaferi ile İlgili Oratoryo - Çanakkale Oratoryosu

18 Mart Çanakkale Zaferi ile İlgili Oratoryo - Çanakkale Oratoryosu: Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyoooom düşmana karşı
Oooof gençliğim eyvah.....
Çanakkale içinde vurdular beni
ölmeden mezara koydular beni
Oooof gençliğim eyvah.....

Konuşmacı 1 :

Çanakkale,
Asırlara uzanır yolculuğun.
Gecenin karanlığında suları yaran sal,
İçinde kırk yiğidi Süleyman Paşa’nın...
Ve Sarı Saltuk, Evronos Bey, Gazi Fazıl.
İşte senin gerçek tarihin böyle başlar.

Konuşmacı 2 :

Giriş kapısı Anadolu’mun,
Geçiş kapısı Avrupa’nın.
Sensin tapusu yurdumun.
İlk defa seninle tanıdı Türk’ü,
Son defa sende öğrendi,
Seni ve beni unutamaz Avrupa.

Konuşmacı 3 :

Mavi denizlerinde hür martıların
Oynaşırdı uzun asılarda.
Huzur içinde yatardı denizine karşı
Bolayır’da Süleyman Paşa.
Uzak iklimlerden gelen gemileri,
Selamlardı, gemiler Bolayır’ı.

Konuşmacı 4 :

Ezine’de Ahi Yunus,

Konuşmacı 5 :

Kaşıkçı Baba Kilitbahir ‘de,

Konuşmacı 6 :

Gelibolu’yu bekleyen gönül erleridir.

Konuşmacı 7 :

Huzur, sükûnet ister gönül erleri.
Yatışları denize karşı,
Gözlemek içindir gemileri.

Konuşmacı 8 :

R>
Ey güzel toprak, bedenimsin,tenimsin.
Seninle kucaklaşan erlerinle:
BENİMSİN,BENİMSİN,BENİMSİN....

Konuşmacı 9 :

Giriş kapısı sensin Marmara’nın
Sen Anadolu’sun, Rumeli’sin.
Sana evlat bağışlayan her ilisin.
Kastamonu, Van, Kırklareli’sin...
Kısacası sen: Türkeli’sin

Konuşmacı 2 :

Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi yatanlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda,
Kendini tarihe verenlerindir.

Konuşmacı 10 :

Yıl 1914............
Kaynamada bütün Avrupa.
Barut kokusu gelmede dört yandan
Yeryüzü kaynamada;

Konuşmacı 8 :

ATEŞ,öLÜM,KAN..........

Konuşmacı 11 :

Ülkeler sıkarken birbirine yumruğunu
İnsanlık adına insanoğlu,
Veriyor belki son soluğunu...
Savaş çığlıkları yükseliyor gökyüzüne.
Analar, bacılar, dedeler, kan ağlamakta beride.

Konuşmacı 12 :

Hamılton karar vermiş: Şu boğazların
Sahibi olacakmış, bugün değilse yarın...

Konuşmacı 13 :

Geçip Çanakkale’den hesapları
İstanbul’u almak ister İngiliz cenapları...
Sonra: Hasta Adam’ın
Mirasını, bölüşmekmiş hülyaları...

Konuşmacı 10 :

Boşalmış beş kıtanın bütün denizleri.
Çanakkale olmuş sanki geçit yeri...
Karadağlı’sı, Fransız’ı, İngiliz’i...
Kendi geldiği yetmiyormuş gibi
Yanında bir de Hintli’si, Zelendalı’sı....

Konuşmacı 14 :

Fakat bu hesapta aldanmada hesapsızlar.
Her hasta mutlaka ölmez.
Türk’ü öldü sanmada soysuzlar.
Daha dün Türk’tü efendisi
Ne çabuk unutmada insan hafızası.
…
Asırlarca söylenirken,
Dillerde bizim şarkımız.
Medeniyet bizimle doğdu.
Hakk’a merdiven oldu ırkımız.
Son rütbemizdi şahadet
ölümden yoktur korkumuz
Birlik olur ölümüz, dirimiz
Çelikten bir orduya
Bedeldir ırkımız...

Konuşmacı 2 :

Ben ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım .
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları enginlere sığmam, taşarım.

Konuşmacı 15 :

Her bucaktan mantar gibi
Bitiyor çelik ordular.
Denizden gökten topa tutuyordular
Koç yiğitler, aç toprakları
Durmadan doyuruyordular.
…
Yurda olurken göğsümüz siper,
Sırtlan gibi bağırıyor gemiler.
Sanki boşaltmada içindeki ateşi,
Bunlar mı Avrupalı, bunlar mı medeni?

Konuşmacı 1 :

Düşman sevinçle karaya tırmanıyor
Şimdilik sessiz siperlere
Yürürken sevinçle, azametle,
Sahipsiz köy buldum sanıyor.

Konuşmacı 11 :

Ve birden saldırıyor, o aslan Mehmetcik...
Fırtına yaratırken havada mermiler,
Ok gibi fırlamada siperden her nefer.
Bir adım gerilemiyor yerinden
Kahraman Türk askeri.
…
Adım atamaz siperden öteye düşman
ölmeden en son kahraman.

Konuşmacı 9 :

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma. Nasıl böyle bir imanı boğar
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.

Konuşmacı 3 :

Birbirine karıştı varlıkla yokluk.
Çelik zırhlılarla iman dolu göğüsler.
ölen ölür, kalanınsa, kanı göğsünü süsler.
Bire beş, beşe on gelmede düşman.
Ortada zaferden eser yok, geride kalan mı?
…
ÖLÜM! ÖLÜM! ÖLÜM!...ölüler....Ve bir de kan
…
Bayrakları bayrak yapan üstünde ki kandır.
Toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 71765 defa okunmuştur.