Vahdettin'in Amerikan Başkanına Yazdığı Mektup


Vahdettin'in Amerikan Başkanına Yazdığı Mektup: Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurulan Yeni Türkiye Devleti, Lozan Antlaşması ile varlığını ve bağımsızlığını dünyaya tanıtmış ve Cumhuriyeti ilan ederek ulusu çağın gerisinde bırakan kural ve kurumları ortadan kaldırmaya başlamış, 3 Mart 1924'te Hilafeti de ortadan kaldırarak Hanedan ve mensuplarını ülkeden çıkartmıştı. Bu önemli olay, yurt içinde ve dışında çok büyük yankılar yapmıştır. O sıralarda San-Remo'da sürgünde bulunan Vahdettin tepkisini Amerika Başkanı'na yazdığı bir mektupla dile getirmiştir. Söz konusu mektupta Osmanlı Devletinin yıkılışını kabul etmediğini, mevcut durumun geçici olduğunu ifade ederek, hilafet ve saltanatın varlığını sürdürdüğünü iddia etmiş, hanedan ve mensuplarının sürgün edilip mal ve mülklerine el kokulmasının bir haksızlık olduğunu, bu konuda ABD’nin yardımlarını istediğini dile getirmiştir. Bugüne kadar ele alınmayan bu mektubun kapsamını, orijinal metni ve çevirilerini yayınlıyoruz.

Saltanatın Kaldırılması ve Sultan Vahdettin’in Faaliyetleri (Özet):

… Anadolu'da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı'na başından beri karşı olan İstanbul Hükümeti'nin savaş sonrasında Lozan'da yapılacak ve

Doğu Sorunu'nu çözecek olan barış görüşmelerine çağrılması; 600 yıllık İmparatorluğun sonunu getirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi i Kasım 1922'de hilafeti saltanattan ayırarak saltanatı kaldırdı. Tevfik Paşa başkanlığındaki Osmanlı Hükümeti istifa etti(4 Kasım 1922). Artık özgürlüğüne kavuşmuş olan basın, eleştiri oklarını Padişaha yöneltti. 1O Kasım 1922'deki Cuma Selamlığı'nda kimse Padişahla ilgilenmedi. Padişah, Ali Kemal'in kaçırılıp öldürülmesinden sonra hayatından daha çok endişelenmeye başladı. Müttefik işgal kuvvetleri komutanı General Harington'a İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devleti fehimesine iltica ve bir an evvel İstanbul'dan mahalli ahara naklimi talep ederim efendim diye bir mektup yazarak 17 Kasım 1922'de İstanbul'da bulunan İngiliz Malaya zırhlısına bindi ve halkına hesap vermeden ülkesinden kaçtı.

- İngilizlerin yardımı, Arapların desteği ile halifeliğini sürdüreceğini düşünen Vahdettin; Kral Hüseyin'in çağrısı üzerine Mekke'ye gitti. Burada hilafetle saltanatın ayrılmasının şeriata aykırı olduğunu bildiren bir bildiri yayınladı. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin aldığı kararı geçersiz kılmaya çalıştı. Ancak sonuç beklediği gibi olmadı. Daha sonra Vahdettin buradan ayrılarak San-Remo'ya geçti ve ölünceye kadar (l6 Mayıs 1926) burada kaldı.

- Çetin bir mücadele sonunda Lozan Antlaşması ile varlığını ve bağımsızlığını dünya uluslarına tanıtan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etti. Türk Ulusunu çağın gerisinde bırakan kurallara ve kurumlara savaş açtı. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, yapacağı uygarlık savaşında önüne engel olarak çıkacağını gördüğü ve geçerliliği de kalmamış olan Hilafeti 3 Mart 1924'te kaldırdı.

- Hanedana mensup kişileri ülkeden çıkardı. Bu olay büyük yankı yarattı. Ulusuna hesap vermeden kaçan Vahdettin daha önce yaptığı gibi şimdi de kimi devletlerin başkanlarına mektup yazarak Türkiye Cumhuriyeti'nin bu kararını geçersiz kılmaya çalıştı ve bu konuda onlardan yardım istedi. Onun tarafından yazılıp Amerika Başkanı'na gönderilen mektup bunun kanıtıdır.

- Mektup, San-Remo'da Padişah Vahdettin tarafından yazılmış ve Halis Reşat Bey tarafından Paris'te bulunan Amerikan elçiliğine teslim edilmiştir. Elçilik de bu mektubun orijinalini ve İngilizce çevirisini 15 Nisan 1924 tarihli yazısıyla Washington'a göndermiştir. Mektup Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi'nde 86700/1788 numarada kayıtlıdır.

Sultan Vahdettin’in ABD Başkanı’na Yazdığı 13 Mart 1924 Tarihli Mektupta Üzerinde Durulan Konular Nelerdir?

- Vahdettin hala Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihe karıştığını ve yerine yeni bir devletin kurulduğunu kabul edememektedir. Mevcut durumu geçici görmektedir.

- Kendi iradesiyle ülkeyi terk ettiği halde hala saltanat ve hilafet haklarının varlığından söz edebilmektedir.

- Ankara'da toplanan ve ulusun gerçek temsilcilerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini fıtne çıkaran isyancı kişiler olarak görmekte ve bunların alacağı kararları geçersiz saymaktadır. Dolayısıyla da Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımamaktadır.

- Saltanat ile hilafetin ayrılmasını, önce saltanatın daha sonra da hilafetin kaldınlmasını sağlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini dini, kökeni, vatanı belli olmayan asker kişiler ile onlarla işbirliği içinde bulunan küçük bir şer zümresi olarak nitelemektedir.

- Vahdettin, hilafeti kaldırmanın Türk Ulusu'nun yetkisinde olmadığını, hilafet sorununun tüm İslam ülkelerinin gönderecekleri uzman kişilerden oluşacak bir meclis tarafından çözüme bağlanabileceğini iddia etmektedir.

- Ayrıca şeriata aykırı kararların hangi makam tarafından alınırsa alınsın geçersiz olacağını belirterek ulus egemenliğine dayanan bir devletin var olduğunu kabul etmemektedir.

- Vahdettin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin aldığı bu kararların İslam dünyasında olumsuz yanlalar yaratacağı gibi diğer ülkelerin iç güvenliklerinin bozulmasında da etkili olacağını belirterek adeta aba altından sopa göstermektedir.

- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çıkardığı hilafetin kaldınlması ve hanedan mallanna el konulmasını öngören 3 Mart 1924 tarihli yasayı kişisel haklara indirilmiş bir darbe olarak nitelemekte ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kişi hakları tanımayan bir devlet olarak göstermeye çalışmaktadır.

- Vahdettin, saltanat ve hilafet sorununun çözümlenmesi için diplomatik bir üslup ile Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'ndan yardım istemektedir.

***
Sultan Vahdettin’in ABD Başkanı’na İletilmek üzere Yazdığı 13 Mart 1924 Tarihli Mektubun Bu Günkü Türkçeye Çevrilmiş Şekli

Amerika Cemâhir-i Müttefikiye Reisi Mösyo Coolidge Cenabları’na

Siyasi olayların ve gelişmelerin tüm iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayı Saltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz. Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.

Bu süresiz uzaklaşmanın, babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafet makamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır. Ankara Meclisi gibi bir isyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm. Şöyle ki; İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatından soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir. Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük bir evrensel sorundur. İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlar herhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasında sonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır. Ayrıca gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır.

Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara meclisi tarafindan kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanımın bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlar mahiyettedir. Bu konuda yüce kişiliğiniz ve cumhuriyet hükümetiniz tarafindan olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağımı açıklamaya gerek yoktur.

Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.

13 Mart 1924
Mehmed Vahideddin


***
Sultan Vahdettin’in ABD Başkanı’na İletilmek üzere Yazdığı 13 Mart 1924 Tarihli Mektubun Orijinal Metni - Vahdettin's Letter to the President of U.S.A

Amerika Cemâhir-i Müttefike Re'isi Mösyö Kolidec [Calvin Coolidge]
Cenahlarına


Vukû 'at ve hâdisât-ı siyâsiyenin bi'l-cümle ledunniyyâtına nüfûz-i vukûf-ı siyasîleri der kâr olan zat-ı âsilâneleri nezdinde ne gibi esbâb-ı vesâik-i mücbirelerinde makarr-ı saltanatımı bir müddet-i muvakkate içün terk etmekde muztar kalmış olduğum ma'lûm olduğu bedîhi olmasıyla bu bâbda arz-ı hâl ve tafsilâta lüzum görmüyorum.

Bu müfârakat bi'l-ırs ve' i-istihkâk hâ 'iz olduğum saltanat ve hilâfet makamından feragatimi mutazammın olamayacağı bedî 'hi ve âşikâr olub Ankara Meclisi gibi bir fıtne-i bâgiyenin buna dair vâki olan ve vukû'bulacak bi'l-cümle mukarrerâtı ka'in-i lem yekun hükmünde olduğu vâreste-i arz ve beyândır. Ez-cümle hilâfet-i İslâmiye'nin Saltanât-ı Osmaniye'den tecrî 'd ve tefrikî ve hilâfetin külliyen ilgası gibi dini, kavmiyeti, vatanı meşkûk ve mahlut askeriyeden ve sunûf-ı sâ’fireden mürekkeb bir şer zümre-i kam ile kısmen cebr ve ikrah ile kısmen cehl ve gaflet ile sevk edilen beş altı milyonluk malum Türk kavminin daire-i selâhiyeti dahilinde olmayıp bu ancak bütün âlem-i İslam tarafından tayin olunan erbâb-ı ihtisasdan mürekkeb bir meclis akd ve İcmâ-ı ümmet ile hal ve fasl edilecek bir mesele-i uzmâ ve âlem-şümûldur. Ulemâ ve İslâmın ma'lûmu olduğu veçhile ahkâm-ı şer'-i şerre mugayir mukarrerât her ne makamdan sâdır olur ise olsun mahkûm-ı akâmetdir. Bundan mâ'ada ahvâl-i hâzırada meşhûd olduğu veçhile âlem-i İslâm'da neticesi pek vahi'm olabilecek ber-nehc-i azi'm îkâsına müstaid ve mesail-i sâ'ire-i siyâsiyeye ve asâyişden ve milel üzerine te'sî'r-i azî'mi kaviyyen melhuzdur.

Başkaca erkân-ı hânedanın aleyhinde Ankara Meclisi tarafından bu kere ittihaz edilen nef ve tagri'b ve müsâdere-i emlâk ve emvâl-i husûsiye ve şahsiye gibi tedâbir ve mukarrerât âza-yı hanedânımı hukûk-u insaniye ve şahsiyelerinden tecrî'd mahiyetinde olmasıyla bu bâbda zât-ı asi'lâneleri ve hükûmet-i Cumhuriye tarafından bi'kfi'l imkân dairesinde vaki' olabilecek mazhariyetin pek kıymetdâr telakki edileceği müstefî-i beyândır. Bi'l-vesile devâm-ı afiyetlerini cenâb-ı hakdan niyaz eylerim.

Fi' 13 Mart sene 1924
Mehmed Vahdeddin


Kaynak: Vahdettin'in Amerikan Başkanına Mektubu, İhsan GÜNEŞ, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi Cilt: 24 Sayı: 37 Yayın Tarihi: 2005.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 23415 defa okunmuştur.