Atatürk'ün Türk Dili ile İlgili Düşünceleri


Atatürk'ün Türk Dili ile İlgili Düşünceleri: Dil, milli kültürün gelişmesinde ve yayılmasında önemli bir vasıta olduğu gibi milli duygunun ilerlemesinde ve bağımsızlığın korunmasında da önemli bir faktördür. Ayrıca dil, milleti oluşturan kişilerin birbirini kolayca anlaması ve milli bütünlüğün korunması için gerekli bir araçtır. Bu nedenle Atatürkçülükte; milli kültür, bağımsızlık, milli bütünlük ve toplumsal barışın korunması, sürdürebilmesi için milleti oluştura kişiler arasında konuşulan dilin, birbirinden farklı olmaması, sade, anlaşılır ve zengin olması gereklidir. Türk milletini meydana getiren unsurların başında Türk dili vardır. Türküm diyen herkesin Türk dilini bilmesi ve kullanması şarttır. Milli terbiyeyi milli eğitimin esası olarak alan Atatürkçülük “onun dilini, usulünü, vasıtalarını da milli yapmak zorunluluğuna inanır. Türk dili her yönü ile milli olmalıdır. Millet kavramı için zorunlu olan kültür ve ülkü birliğinin, dil birliği olmaksızın gerçekleşebilmesi söz konusu değildir. Atatürk bu gerçeği, “Millet dil, kültür ve ülke birliği ile birbirlerine bağlı olan vatandaşların oluşturduğu siyasi ve sosyal toplumdur.” Şeklinde belirtilmiştir. Türk milletinin iki parçadan meydana

gelmesi mümkün değildir. Bu temel esas her şeyden çok, dil için gereklidir. Türk dili tektir ve bütün Türkler tarafından aynı şekilde bilinip kullanılmaktadır.

Türkiye’de dille, yani Türkçeye önem verilmesi Atatürk’ün “milliyetçilik” ilkesinin gerçeğidir. Atatürkçülükte “Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.”

Türk dili ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken temel esasları başında Türkçenin güzelliğine, zenginliğine ve gücüne olan güven ile bu dilin büyük bir kültür dili olma yolunda taşıdığı potansiyele olan inanç yer almalıdır. Atatürk, “Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir… Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız tehlikeli felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün kendi milletini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” diyerek dilimize olan güvenini ve inancını belirtmiştir. Milletin sahip olduğu her türlü milli ve kültürel değerlerin korunması dildeki zenginlik ve sadelik ile yakından ilişkilidir.

Türk diline gereken önemin verilmesini öngören Atatürkçülüğe göre “Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde çalışmak lazımdır.” Türk dilinin özündeki zengin hazinenin gün ışığına çıkarılması bütün Türk milletinin başta gelen milli görevlerindendir. Bu görevi gerçekleştirme yolunda ilk adımları, Türk Dil Kurumunun kurulması ve dil kurultaylarının düzenlenmesi ile atan Atatürk; ”Türk dilinin kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın, dikkatli, ilgili olmasını vurgulamış, dil konusunun herkesi ilgilendirmesi gereken bir devlet meselesi olduğuna dikkat çekmiştir. Atatürkçülükte “Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmelidir. Konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.” şeklinde ifade edilmektedir. Türk dilinin kendi benliğine kavuşması, zenginliklerinin ortaya çıkartılması ve sadeleştirilmesi yolunda devletin öncülüğünde, başta Türk dilini en iyi kullanması gereken aydınlar olmak üzere her türlü yayın araçlarıyla çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak Türk dilin sadeleştirilmesi ve geliştirilmesi Atatürkçülüğünün üzerinde önemle durduğu konulardan biridir. Atatürkçülükte milli “Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Dil konusunda bilinçli çalışmaların yapılarak Türk dilinin yabancı dillerin etkisinden kurtarılması, dilde var olan zenginliklerin araştırılarak ortaya çıkarılması milli bilinç ve kültürel bağımsızlık açısından zorunludur. Atatürk bu gerçeği “Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz.” Şeklinde vurgulamıştır.

Kaynak: İlköğretim Okulları İçin Hazırlanan Türkçe Dersi Öğretmen Kılavuzu

- Okuma Sayısı: Bu yazı 175053 defa okunmuştur.