Atatürk’te Evrensellik Anlayışı – Atatürk ve Diğer Dünya Devletleri: “İnsan mensup olduğu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin mutluluğuna ne kadar kıymet veriyorsa bütün dünya milletlerinin mutluluğuna da hizmet etmeye, elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar takdir ederler ki bu yolda çalışmakla hiçbir şey kaybedilemez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğunu temin çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında sükün, açıklık ve iyi geçim olmazsa bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur. Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim:
Milletleri sevk ve idare eden adamlar tabi evvele kendi milletinin varlığının ve mutluluğunun yaratıcısı olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için aynı şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya hadiseleri bunu açıktan açığa ispat eder. En uzakta zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün temas edeceğini bilmeliyiz. Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymak gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organları etkilenir.
Dünyanın herhangi bir y
erinde bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alakadar olmalıyız. Hadise ne kadar zor olursa olsun, bu esastan şaşmamak lazımdır. İşte bu düşünüş insanları, milletleri ve hükümetleri bencillikten kurtarır. Bencillik şahsi olsun, milli olsun daima fena sayılmalıdır. ”Ya Atatürk’ün evrensel sevgi ve saygı anlayışı!
İşte bir gün Çanakkale’ye giden bakanlardan birine:”Orada Mehmetçik anıtının başında şehitleri anacaksın. Siz olmasaydınız, siz göğüslerinizi çelik kalelere karşı siper etmeseydiniz boğaz elden gider, İstanbul elden giderdi diyeceksiniz.”
“Evet efendim”
“Ama Çanakkale’de yalnız bizim şehitlerimiz yok. Bu topraklar üzerinde kanlarını döken insanları da o kahraman düşman savaşçılarını da saygı ile anacaksın.”
Bakanın ricası üzerine bu son söylenecekleri Atatürk’ün kendisi kaleme alır.Nutuk şudur:
“Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarını dindiriniz. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
İşte dünyada başka bir örneği olmayan sevginin evrensel dili. Bu nutku yabancı gazeteler haber yaptıktan sonra haftalarca, aylarca Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan sevgi ve minnet mektupları yağmıştır.
Kaynak: İlknur Güntürkün KALIPÇI – MEB İlköğretim Okulları 8. Sınıf Türkçe Dersi Kitabı, 2011
- Okuma Sayısı: Bu yazı 32619 defa okunmuştur.