Atatürk’ü Niçin Seviyoruz – Atatürk’ü Neden Seviyoruz


Atatürk’ü Niçin Seviyoruz – Atatürk’ü Neden Seviyoruz : Sevgili Çocuklar. Sevgili Gençler, Değerli Öğrenciler, Atatürk’ü ezbere, bilinçsiz, anlamadan sevmek, hem kendimize, hem ülkemize hem de Atatürk’e haksızlıktır. Atatürk’ü anlamadan seven gençlerin daha sonraki yaşamlarında yanlış yollara saptıkları çok görülmüştür. Atatürk’ü doğru anlayarak seven gençler ve çocuklar bir daha Atatürkçü yoldan ayrılmaz.

- Atatürk’ü niçin sevmeliyiz?
- Onu doğru ve iyi anlamamız neden önemlidir?

Önce Atatürk’ün yaşamına bakmalıyız: Çanakkale Savaşından Atatürk, Kurtuluş Savaşında Atatürk, devrimleri yapan Atatürk. 57. yıllık yaşamına bunca işi Atatürk nasıl sığdırdı? Niçin sığdırdı? Yurdunu, ulusunu çok sevdiği için. Ömrünü yaşamını verecek kadar çok sevdiği için. O günleri yaşamış büyük yazar Halide Edip ‘’Türk’ün Ateşle İmtihanı’’ adlı eserinde bakın o zor günleri nasıl anlatıyor:

‘’…Ertesi sabah yine çok acı, çok hareketli oldu. Ölüm halinde olan bu zavallı yaralılar, şuurlarının altında ailelerinin ve yurtlarını kurtarmak için döktükleri kanın beyhude olduğunu zannediyorlardı. Allah’ım bu ne zaman bitecekti(…) Hastaneye girer girmez Mustafa Ç

avuş’un başı beyaz sargılı, aklını kaybetmiş gibi çırpınan bir hasta ile uğraştığını gördüm. Hasta hıçkıra, hıçkıra ağlıyordu: ‘Allah aşkına ayağınızı öpeyim, beni Ankara’daki köyüme götürün!’ diye yalvarıyordu. Bir başka sedyeye, bir adam yüzükoyun yatmıştı. Ben ona biraz yiyecek vermeye ve birkaç saat sonra Polatlı2ya gideceklerini söyleyerek teselliye çalıştım.(…) Biraz ilerleyince, Mustafa Çavuş’un başka bir sedyeye eğilmiş olduğunu gördüm. Sedyedeki: ’Onu çağırın bana’ diyordu. Mustafa Çavuş, gülümseyerek bana baktı: ‘İşte geliyor!’ dedi Sedyenin yanına gittiğim zaman, benim avucumun kadar küçük yüzlü, ancak yedi yaşlarında bir küçük oğlan çocuğun yattığını gördüm. ‘Neredesin yavrum?’ diye sorunca, ‘Hanım Teyze, beni askeri hastanede ameliyat ettiler. Sonra buraya geldim. Annem Bilecik’te. Babamın adı Ali’dir. Muzıkadadır. Onu bana bulun!’ dedi. Dudakları titriyor, fakat ağlamaya çalışıyordu.’’


Kurtuluş Savaşı yıllarını düşünmek o yıllarda çocukların, gençlerin, yaşlıların, hastaların kısacası bütün halkın neler çektiğini çok iyi bilmek o yılları yüreğimizde hissetmek gerekir. O günleri anlayamazsak barışın değerini anlayamayız. Ülkenin değerini anlayamayız. İnsanın değerini anlayamayız. Atatürk’ü sevmek Kurtuluş Savaşına katılan, öleni yaralanan, silahlı mücadele edeni kalemle mücadele eden, cephe gerisinden sırtında cephane taşıyan, askere yiyecek üreten, kısacası parçalanan, işgal edilen yurdu kurtarmak için ölümü göze alan, kumandan asker, esnaf, çiftçi, şehit, gazi, hepsini sevmektir. Atatürk onların ortak adıdır. O dönemin ve şimdinin yol göstericisidir.

Atatürk, yola çıktığında çok az insan vardı etrafında. Aydınların çoğu İngiliz ya da Amerikan mandası istiyorlardı. Bağımsızlığı hayal bile edemiyorlardı. Atatürk işte o umutsuz koşullarda Türkiye’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü için ortaya çıktı. Ya bağımsızlık ye ölüm diyerek yola çıktı ve başardı. Bakın Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarından Mazhar Müfit Kansu Atatürk’ün çektiği sıkıntıları, katlandığı acıları nasıl anlatıyor:

‘’Ekmekçiye bile verecek paramız kalmamıştı. Mustafa Kemal Paşa ile bu durumu görüşürken getirdiğim çözümleri kabul etmedi. Yarın geceye kadar hep düşündük. Para bulmak konusunda bir çözüm bulamadık(…) Ne yapacaktık? Benim bir kürküm vardı. Erzurumlu Nazif Bey’e başvurarak bu kürkümün satılmasını istedim. (…)Aç mı kalacaktık? Sonuçta onu da sattık. Kimsede satılacak bir şey kalmadı. Paşa ile bu hususta bir çare bulamayarak hele bakalım sabah olsun yine düşünürüz sözü ile odalarımıza çekildik. Ankara’ya geldiğimiz zaman hemen bir hafta kadar bizi belediye inşa etti. Fakat bu aylarca devam edemezdi. Velhasıl çaresizlik içinde(…) ızdırap içinde idik.’’

Kurtuluş Savaşında Atatürk’ün ve arkadaşlarının o yıllarda halkın çektiği sıkıntıları düşünerek Atatürk’ü sevmeliyiz. Bu günlerin değerini anlamalıyız. Bize düşen görev ve sorumlulukları bilmeliyiz. Unutmayalım ki geçmişi iyi bilmeden şimdiyi anlayamayız. Gelecekte ne yapacağımızı da bilmeliyiz. Atatürk’ü sevmek yurdumuzu sevmektir. Atatürk’ü sevmek Kurtuluş Savaşını yapanları sevmektir. Atatürk’ü sevmek bütün yurttaşlar olarak şimdi ve gelecekte birbirimizi sevmektir. Atatürk’ü sevmek bilerek anlayarak sevmek hepimizin gönül borcudur.

Değerli öğrenciler, sevgili çocuklar,

- Atatürk’ün hayatını okuyalım.
- Atatürk’le ilgili anıları okuyalım.
- Atatürk’le ilgili şiirleri okuyalım.
- Atatürk’le ilgili söylenenleri okuyalım.
- Atatürk’ün söylediklerini okuyalım.
- Anlaya anlaya, düşüne düşüne, sindire sindire okuyalım.

Atatürk’ün silah arkadaşını tanıyalım. Bu savaşı kazanan askeriyle, siviliyle o yıllarda yaşayan insanlarımızın unutmayalım. Biz bu günleri onlara borçluyuz. Biz de bizden sonrakililere daha güzel bir ülke devredelim. Bütün bunlar hepimizin iyiliği için gereklidir. Hepimizin başarısı ve mutluluğu için gereklidir.

Kaynak: Belirli Günler ve Haftalar, Endi Mağazaları Kültür Hizmeti, sayfa 99.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 64637 defa okunmuştur.