Almanya'daki Hiper Enflasyonun Siyasi ve Sosyal Sonuçları: I. Dünya Savaşı sonrasında İttifak Devletlerinde, krallıkların yerini Cumhuriyet rejimleri aldı. Bu durum Avrupa'da demokratik Anayasaların yaygınlık kazanmasına neden olmuştur. Bu durum Almanya'da da görülmüştür. Şöyle ki; Weimar kentinde 31 Temmuz 1919'da kabul edilen yeni Anayasa'ya göre; yedi yıllık bir süre için Cumhurbaşkanı seçildi. İki meclisli bir parlamento ile eyaletlerin federe olarak yönetilmesi kabul edildi. Böylece Almanya'da Hitlere kadar (1933) sürecek olan Weimar Cumhuriyeti ve Anayasa'sı dönemi başlamış oluyordu.
1932 Seçimleri ve Nasyonal Sosyalistlerin İktidara Gelişi
Ocak 1919'da Münih'te işsiz askerler, romantik serüvenciler ve çeşitli siyasal tahrikçiler tarafından Versay Antlaşması'na ve savaş sonrası Almanya'da görülen sıkıntılara tepki olarak İşçi Partisi kuruldu. Kısa bir süre sonra partinin siyasal komitesine eski bir Başçavuş olan Adolf Hitler de katıldı. 1920'de Işçi Partisi'nin adı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak değiştirildi. Bu parti; Yahudilere, komünizme ve parlamenter düzene karşıydı. 1923'te başarısız bir darbe girişiminin ardından hapse atılan Hitler, burada Nasyonal Sosyalizm'in temel kaynağı olan "Kavgam" adlı kita
bını yazdı.
Dünya'da ekonomik bunalımın yaşandığı bir süreçte Almanya'da yapılan seçimleri Hitler kazandı. 30 Ocak1933'te iktidara gelen Hitler ilk iş olarak meclisi dağıttı ve yeni bir seçime gitme kararı aldı. Bu seçimlerde Hitler, gücünü daha da artırdı ve bunun sonucunda da kendi partisi dışındaki tüm siyasal partileri kapattı ve her türlü siyasal faaliyetleri yasakladı. Hükümet başkanlığının yanı sıra devlet başkanlığınıda üzerine alarak Almanya'nın "Führer" i haline geldi. (1934)
Hitler çok güçlü bir Almanya kurma düşüncesindeydi. Bunun ancak "saf" Alman ırkının Yahudiler, Slavlar ve öteki "düşük" ırklardan temizlenmesi sonucunda olacağını düşünmekteydi. Bu nedenle yetenekli olmakla birlikte saf Alman görmediği binlerce iyi eğitim görmüş Alman yurttaşını ya yok etti ya da yabancı ülkelere sürgün etti. Alman ekonomisinde söz sahibi olan Yahudilere karşı sadece Almanya'da değil tüm dünyada bir soykırıma yöneldi. Hitler'in uygulamaya koyduğu faşizm anlayışında birey değil ulus ve ırk yüceltiliyordu. Tüm bireysel özgürlükler yozlaşma olarak tanımlandı. İnsanlar arasındaki eşitlik, reddedildi. Şiddet ise yüceltildi. Özel yaşam, kamusal yaşamın hizmetine sokuldu. Piyasa ekonomisi değil, devlet kutsandı. Bu düşüncelerin yerine getirilmesi ve halka ulaştırılması yolunda Propaganda Bakanlığı kuruldu.
Hitler'in dış politikası üç aşamalıdır:
1) Almanya'nın I. Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan Versay Antlaşması'nın kısıtlamalarından kurtarılması
2) Almanya dışında yaşayan bütün Almanların, Almanya sınırları içine alınması yoluyla "ulus devlet" ilkesinin gerçekleştirilmesi
3) "Hayat sahası" anlayışıyla Almanya'nın refah ve mutluluğunun en üst düzeyine çıkarılması
Uyarı: Gerek Mussolini'nin "Roma imparatorluğu" özlemi ve gerekse de Hitler'in "Hayat Sahası" oluşturma düşüncesi yayılmacılığa dayalı anlayışlar olup II. Dünya Savaşı'nın çıkmasına yol açacak temel etkenler arasında sayılabilir.
- Okuma Sayısı: Bu yazı 1926 defa okunmuştur.