Atatürk'ün İslam'a Bakışı: Atatürk Araştırma Merkezi’nce hazırlanan "Atatürk’ün İslam’a Bakışı" adlı kitapta, Atatürk’ün İslam dini hakkındaki düşünce ve söylemleri belgelerle ortaya konuluyor.Kitapta, Atatürk’ün halka hitabelerinde sıkça, "Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa tahakkuk etmesi lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır" dediği bildiriliyor.
İslam dini konusunda geniş bir bilgiye sahip olan Atatürk’ün, İslam dininin layıkıyla halka öğretilememesinden son derece üzüntü duyduğu belirtilen kitapta, "İnsanlara ilk emri okumak ve ilim yapmak olan İslam dini ile, Türk milletine ilmi ve fenni rehber olarak bırakan Atatürk’ün ters düşmesi mümkün değildir" deniliyor.
Atatürk için dinin, "kendi hayatında hem toplumsal bir realite ve hem de iç dünyasında alışılmışın dışında gizli ve özel bir duygu" olarak yerini aldığı vurgulanan kitapta, Atatürk’ün saf, temiz ve sade bir din anlayışına sahip olduğu kaydediliyor.Atatürk’ün, İslam dinine sonradan girmiş olan her türlü safsata, hurafe ve boş inanışlara karşı durduğu ve rasyonel bir din anlayışını benimsed
iği ifade edilen kitapta, şunlar kaydediliyor:
"Atatürk, İslam dininin özüyle uyuşmayan hurafeleri dine sokanlarla, İslam’ın sadeliğinde ve temelinde var olan canlı, yapıcı ve hamleci ruhunu birtakım laf kalabalığına boğanlarla ve her şeyden önemlisi dini özellikle siyasi ve dünyevi bir çıkar aracı olarak kullanmak isteyen zihniyetin temsilcileri ile amansız bir mücadele etmiştir."
"Atatürk:Temeli Çok Sağlam Bir Dinimiz Var"
Kitapta, Atatürk’ün halka hitap ve demeçlerinde İslam dini hakkında söylediklerine de yer veriliyor.
Kitapta, Atatürk’ün 31 Ocak 1923 yılında İzmir’de halka yönelik yaptığı bir konuşmada, İslam dininin tarihsel süreçte birçok batıl fikirlerin saldırısına uğradığını dile getirdiği ve İslam dini hakkındaki düşüncelerini soranlara da, İslam dinine sokulan ve onu çepeçevre kuşatmaya çalışan hurafe ve batıl fikirlerden yakındığı bildiriliyor.
Atatürk, Ankara Orman Çiftliği’nde Asaf İlbay’ın "Paşam din hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum" sözleri üzerine şunları söylüyor:
"Din vardır ve lazımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var.
Malzemesi iyi. Fakat bina uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş.
Aksine olarak birçok yabancı yorum, unsurlar, boş inançlar binayı daha fazla hırpalamış." Kitapta, Atatürk’e "dine karşıymış" gibi bakılması veya gösterilmeye çalışılmasının bu din anlayışından kaynaklandığı vurgulanarak, oysa Atatürk’ün gerçek dine ters düşen hurafe ve eklemelere itibar etmenin yanlışlığına işaret ettiği belirtiliyor.
Atatürk'ün Balıkesir Konuşması
Kitapta, Atatürk, 7 Şubat 1923 yılında Balıkesir Zagnos Paşa Camii’nde ise dine ilişkin şunları söylüyor:
"Allah birdir. Şanı büyüktür... Peygamber efendimiz hazretleri, Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kuran’daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa, gerçeğe uymamış olsaydı, bununla ilahi tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi.Çünkü alem kanunlarını yapan Tanrı’dır."
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Saray
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Saray, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Atatürk’ün, Türk milletinin dinine bağlılığının devam etmesini istediğini, ancak laik Cumhuriyeti kurarken, dinin devlet iş ve güçlerine karıştırılarak yaşanmasına izin vermediğini hatırlattı.
Atatürk’ün, "laik sistemi dinsizlik manasında anlamayın. Herkes dininde inancında hürdür" dediğini bildiren Saray, Atatürk’ün, İslam dini hakkında asla menfi bir sözü olmadığını vurguladı.
Saray, kitabı, birçok insanın "Atatürk İslam’a şöyle bakmış, böyle bakmış" şeklinde kitap yazması üzerine, konuyu netleştirmek için hazırladıklarını söyledi.
Bu çerçevede, Atatürk’ün gençlik yıllarından vefatına kadar İslam ile ilgili söylediği bütün sözlerin belgeleri ile ortaya konulduğunu, bilim adamlarınca tartışıldığını ifade eden Saray, şunları kaydetti:
"Belgeler ve yorumlarda Atatürk’ün, ateistlikle, dinsizlikle, İslam’ı yermeyle hiçbir alakası olmadığı ortaya çıkıyor. Atatürk İslam dininin siyasete sokulmasını asla istememiş, tahammül edememiş ve bu laik rejimi kurarak, İslam’a değişik bir ivme kazandırarak, dinimizin güzellikler içerisinde yaşanmasını sağlamıştır. Bu İslam’a en büyük hizmet olmuştur." Saray, Atatürk’ün bu yaptıklarının İslam dünyasına örnek olduğunu ve İslam alimlerince rehber olarak görüldüğünü kaydetti.
Saray, ayrıca laik sistemde İslam’ı en güzel ve en nezih yaşayan yegane Müslüman ülkenin Türkiye olduğunu ifade ederek, "Ben bunu herkesle tartışırım. Gitsin Müslüman’ım diyen ülkelerde İslam nasıl yaşanır görsünler ve bir de Türkiye’ye baksınlar. Aradaki farkı tespit edeceklerdir" dedi.
Kaynak: Esin Işık - Milliyet
- Okuma Sayısı: Bu yazı 16321 defa okunmuştur.