Atatürk’ün Çalışmaları ile Atatürk’ün Çalışma Şekli


Atatürk’ün Çalışmaları ile Atatürk’ün Çalışma Şekli: Atatürk’ün Türk Ulusu için en iyi yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna inandı ve bu konudaki kararlarının, Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında uyguladı. Ulus egemenliğine dayanan yeni Türk devletini kurma çalışmalarına başladı. TBMM’nin açılmasına ve yeni bir hükümetin kurulmasına önder oldu. En iyi yönetim şekli olması sebebiyle cumhuriyetin ilan edilmesini sağladı. Atatürk, cumhurbaşkanı olarak kurduğu cumhuriyeti her alanda yüceltmeyi bildi. “Yurtta barış, dünyada barış.” İlkesiyle bölge ve dünya barışına katkıda bulundu. O; büyük bir asker, üstün nitelikli bir devlet ve siyaset adamıydı. Atatürk’ün gece gündüz çalışarak kazandığı askeri, siyasi, toplumsal ve kültürel zaferler ebedileştirilmiştir.

Mustafa Kemal, okumayı, araştırmayı, incelemeyi çok severdi. Kültürlü ve aydın bir kişiydi. Hayatta gerçek yol göstericinin bilim ve fen olduğuna inandı. Toplumsal konulara ilgi duydu. Devlet ve toplum hayatı ile ilgili konulardaki görüşlerini, hep bu bilimsellik temeline oturttu. O, bize ışık oldu, yol gösterdi. Bu yolda Atatürk’ün düşünce hayatını oluşturan temel ilkelerden biri akılcılık ve bilimselliktir. Bu ilke; kişisel, toplumsal ve topl

umlar arası sorunlarımızı aklımızdan ve bilimsel bulgulardan yararlanarak çözebileceğini vurgulamaktadır. Bir diğer temel ilke dayanışma ve barışçılıktır. Böylece güç sağlanmış olacak, güçte güvencelerden birini oluşturacaktır. Barış ise mutlu yaşamak, gelişmek ve üretmek için ilk şarttır. Atatürk’ün fikir yaşamını oluşturan üçüncü bir temel ilke ise insan sevgisi ve evrenselliktir. Bu ilkeler doğrultusunda ulusun yanı sıra bütün insanlığı da kucaklamış, yurtta ve dünyada barışın sevgi ve saygıyla oluşabileceğine inanan Türk ulusuna da bu düşünceyi aşılamıştır.

Bu ilkeler uğruna, çalışma saati diye bir kavram tanımamış; yapacağı işi bitirinceye kadar dinlenmeden, yirmi dört saat çalışmıştır. Her zaman çok sevdiği milletine hizmet etmekten büyük bir zevk duymuştur.Atatürk esasen bütün varlığını ve mevcudiyetini çok okumasına borçludur nitekim bunu bir konuşmasında da dile getirerek: “Eğer okumasaydım bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.” Diyerek Mustafa Kemal Atatürk oluşunu çok okumasına borçlu olduğunu vurgulamıştır. Fakat Atatürk okuduklarını kendine saklamamış bunları kendi bilinç dünyasında yoğurmuş ve bu sayede elde ettiği neticeleri de çok sevdiği milleti için çeşitli projelere dönüştürmenin gayreti içinde olmuş kısacası kitaplardan elde ettiği kültürel birikimini de yine milleti için bir çalışma vesilesi olarak görmüş ve ömrü boyunca bunun gayreti içinde olmuştur.

Atatürk, insan emeğinin üstünlüğünü kabul eder, sadece kişisel değil ulusal açıdan da bencil olmamayı öğütlerdi. Bu konuda: “Elbet kendimiz için gerekli şeyleri düşüneceğiz, gerekeni yapacağız. Fakat bundan sonra bütün dünya ile ilgileneceğiz. Unutmamak gerekir ki dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan huzur ve mutluluğunu sağlamaya çalışmak demektir.” demişti. Atatürk’ün bu düşüncelerinin gerçekleşmesi “Yurtta barış, dünyada barış.” Özlemini gerçekleşmesine bağlı olmuştur.

Kaynak: MEB İlköğretim Okulları İçin Hazırlanan 4. Sınıf Türkçe Kitabı - Muzaffer ERENDİL ve Muhtelif Kaynaklardan Derlemeler

- Okuma Sayısı: Bu yazı 32865 defa okunmuştur.