Atatürk’ün Çocuklar ile İlgili Anıları


Atatürk’ün Çocuklar ile İlgili Anıları: Mustafa Kemal’in ilk Cumhurreisliğine seçildiği sıraydı. Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı. Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı. Çelik bakışlarıyla alemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu;
-Adın ne senin bakayım?
- Cemil
- Çankaya’da mı oturuyorsun?
- Yok. Ayrancı’da
-Mektebe gidiyor musun?
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi
-E… Ne okuyorsun mektepte?
-Her bir şey okuyoruz.
-Peki ben kimim Cemil?
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:
-Sen Gazi Paşasın.
Ata gülümsedi.
- Olmadı . Cemil ben senin Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen.
- Yok benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın.
-Nereden biliyorsun?
Çocuk kendinden emin bir tavırla.
-Çünkü, dedi sana hiç kimse benzemez…
Çelik gözler bulutlandı. O eşşiz kafanın içinden kimbilir ne düşünceler geçti o anda:
Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında.
Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:
- Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak dedi.

Kaynak:Avni Altıner’in Her Yönüyle Atatürk



Konuyla ilgili yani Atatürk’ün çocuklara karşı ilgi ve sevgisine işaret eden yaşanmış bir diğer hadise de şöyledir:

Çankaya’da o zamanki Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras’ın evi. Davet bir aile toplantısı şeklinde idi. Hariciye Vekilinin en samimi dostları büyük bir masanın etrafında oturmuşlar, alaylı, şakalı mevzular üzerinde konuşuyorlardı. Bir taraftan da dans ediliyordu. Bu esnada kahverengi, yüksek bacaklı ceylan bakışlı, çok cins olduğu görülen bir köpek koşarak dışarıdan salona girdi. Büyük bir telaş başladı. Herkes yerinden fırladı. Büyük bir hürmetle kapılar açıldı. Fısıltı halinde:

- Gazi geliyor!…
kelimeleri işitildi.

Gecenin ortasında birden bire güneş doğdu. Geç vakte kadar kendisinin pek sevdiği zeybek oyunları oynandı. Hemen ona mahsus olan şarkılar söylendi. Salonda davetlinin birine ait 3-4 yaşlarında bir çocuk bulunuyordu. Gazi kendisine ikram edilmek üzere salkımıyla kurutulmuş bir kutu üzümden bir kaç tane yedikten sonra çocuğa dönerek:

- Al bakalım sen de ye!..
dedi. Çocuk gayet serbest bir tavırla:
-Ben sevmem sen kendin ye!

tarzında bir cevap verdi. Çocuğun annesi ile babası mahcubiyetten ne yapacaklarını şaşırmış bir vaziyette çocuğa salkımı aldırmaya çalışıyorlardı. Fakat çocuk şımarık bir eda ile kaprislerine devam ediyordu. Bunun üzerine Gazi çocuğa üzümü yedirmekten vazgeçerek uzattığı üzümü kendi ağzına attı. Çocuk bu sefer kızarak:

-Aman canın isterse!…
tarzında bir laf savurdu. Atatürk yine kızmadı. Gülerek:
- Ayol , dedi onu ben sana söyleyecektim.

Bu sahneyi seyreden Adliye Vekili Mahmut Esat bey:
-Paşam, dedi. huzurunuzda bu şekilde sizinle konuşacak cihanda kimseyi tasavvur edemezdim. Demek ancak bir insan çocukluk çağında iken Reisicumhura bile hükmedebiliyormuş.
Gazi gülerek şöyle cevap verdi:

-Bugün bir hiç gibi gördüğün bu çocuk belki de yarının en büyük kahramanıdır. Onun için her kim olursa olsun istediği şekilde konuşmakta serbesttir

Kaynak:Avni Altıner’in Her Yönüyle Atatürk

Atatürk ve Çobanlık Yapan Çocuk

ATATÜRK, Antalya'ya giderken yolda verdiği bir mola esnasında bir çocuğun söylediği türkü sesi duyar.Türkü ilgisini çekince türküyü söyleyen kişinin yanına getirilmesini emreder.Atatürk'ün yanındakiler türküyü söyleyen kişiyi bulurlar.Genç bir çoban çocuk türküyü söylemektedir.

Atatürk:
- Türküyü sen mi söylüyorsun? diye sorduktan sonra
- Burada da söyle de dinleyelim der.
Genç çoban türküyü bitirince Atatürk çocuğu alkışlar ve
- Biis... biis, diye bağırır.
Genç çoban ve yanındakiler anlamayınca ATATÜRK biis' in ne olduğunu izah eder.
- Biis demek, beğendim, tekrar söyle demektir.
Çoban bunun üzerine türküyü tekrarlar. ATATÜRK'te, cebinden elli lira çıkararak çobana verir. Çoban paraya bakar ve
- Biis... biis diye bağırır.

Atatürk, bu zeki cevaptan o kadar memnun olur ki, bir elli liralık daha çıkarıp verir ve yanındakilere dönerek o dönemde sürekli Türkiye'ye sataşan İtalyan diktatörü Mussoloni için

- İmkân olsaydı da, Musolini şu sahneyi görseydi ve cevabı işitseydi, hangi millete nutuk söylediğini anlardı der.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 332321 defa okunmuştur.


DarkmanYTG diyor ki:

Site harika

Kim ki o diyor ki:

Ben bu siteden çok faydalandım kim yaptıysa ellerine sağlık