Yere Düşen Bardaklar: Doğru olan davranış; insanların kusurlarıyla alay edip, küçük düşmesine neden olmak değil, aksine insanların kendi istemleri dışında gerçekleşen kusurlarını paylaşarak onların onore olmalarına katkıda bulunmaktır. Atatürk, bulunduğu ortamlarda geniş hoşgörüsüyle insanların küçük düşürülmesine ve ezilmesine meydan vermemiştir. Aşağıdaki anekdot Atatürk’ün bu husustaki yaklaşımını yansıtan güzel bir örnektir.Atatürk, Boğaziçi’nde bir gazinoda dinlenirken halkın, okşayan bakışlarla sesini duymak için konuşmasını beklediklerini hissetti. Çevresindeki gençlerle sohbete başladı. Konu sanatın türlü dalları ile ilgili, akademik bir havaya bürünmüştü. Herkes, kulak kesilmiş, O’nun bu konular üzerindeki düşüncelerini dinlerken, köşedeki masaların birinde oturan bir beyin elindeki bardak o sessizlik içinde kulakları irkilten bir şangırtı ile yere düşüyor. Herkesin yerici bakışları, bu yakışıksızlığı yapanın üzerinde toplanıyor. Adamcağız neredeyse sakarlığın verdiği utançtan ölecek... Tam bu sırada ikinci bir şangırtı, bu kez bakışları kendi bardağını da yere bıraktıktan sonra eli henüz havada duran Atatürk’ün gülen yüzü ve hoşgörülük taşıyan gözleri üzerine çekiyor.Ve halk, bu davranıştaki inceliği kavradığını uzun, çok uzun alkışlarla anlatıyor.
A.H. PAR, M.A. GÖNEN, “Atatürk’ü Anlamak”, s.99-100
- Okuma Sayısı: Bu yazı 11143 defa okunmuştur.