Reşit Galib’in Kafa Tutması


Reşit Galib’in Kafa Tutması: Atatürk, her zaman doğru sözlü insanları takdir etmiş, kişisel duygularını devlet işlerine karıştırmamış, devlet işlerinde yalnız akıl ve mantık çerçevesinde hareket etmiştir. O, ülkenin ve ulusun çıkarları söz konusu olduğunda tavır ve davranışlarını beğenmediği yetenekli insanlardan bile yararlanmasını bilmiştir. Başkalarına yaranmak için kendi kimliğini ve kişiliğini gizleyen insanları çevresinde tutmamaya daima özen göstermiştir. Aşağıdaki anekdot O’nun devlet işlerinde duygularına yer vermediğini göstermesi açısından önemlidir.

Dolmabahçe Sarayı’nda bir akşam Dr. Reşit Galip eğitim sorunlarını eleştirirken sert bir dil kullanıyor. Atatürk:
- Reşit Galip, Esat Bey benim hocamdır. Soframda hocam hakkında böyle konuşmanı istemem.
Deyince Reşit Galip tereddütsüz:
- Burası sizin değil, milletin sofrasıdır. Biz saraydayız ama, hocanız sultan hocası değildir. Cumhuriyette eleştiri serbesttir, diye başlayınca Atatürk:
- Sofradan kalk! emrini veriyor, Reşit Galip hiç aldırmayınca, Ata:
- O halde ben kalkarım, diye sofrayı terk ediyor. Sofradakiler de dağılmaya hazırlanırken, yaver şu emri getiriyor:
- Cumhurbaşkanı hazretleri kendileri varmış gibi sofranın devamını rica ediyorlar.
Ertesi sabah Reşit Galip, Ankara’ya hareket ediyor. Fakat aradan çok geçmeden Milli Eğitim Bakanı oluyor.

N. A. BANOĞLU, Nükte ve Fıkralarla Atatürk, s.235

- Okuma Sayısı: Bu yazı 21492 defa okunmuştur.