Milletine İnancı


Milletine İnancı: Atatürk, Türk milletinin yeniliğe açık, doğrunun ve güzelin peşinde koşmasını bilen, inandığı liderin izinde her şeyini feda etmeye hazır, çalışkan, onurlu ve fedakar bir millet olduğu inancını ölünceye kadar taşımıştır. Türk milleti de O’nu bu düşüncesinde asla yanıltmamıştır. Aşağıdaki anekdotta da Onun bu konudaki düşüncesini yansıtan güzel örneklerden biridir.

Sarayburnu’ndaki büyük eğlentide, 9 Ağustos 1929 akşamı etrafını saran halka hitaben, ilk defa Harf Devrimi’ni açıklayarak, yeni harflerin kabul edilmesi gerektiğini belirttikten sonra:
- Bir milletin yüzde onu-yirmisi okuma yazma bilir de, yüzde seksen-doksanı bilmezse, ayıptır. Bu millet utanmalıdır. Ama Türk milleti utanmak için yaratılmış bir millet değildir. İftihar etmek için yaratılmış, şanlı şerefli bir millettir. Tarihi baştan başa iftiharla dolu bir millettir. Okuma yazma bilmeyenlerin çokluğu, onun hatası değildir. Hata, Türk’ün karakterini anlamayarak kafasını bir takım zincirlerle saranlardadır. Artık geçmişin bu hatalarını kökünden temizlemek zamanındayız. Hataları düzelteceğiz. Bu konuda bütün vatandaşların çabasını isterim. En fazla, bir iki sene içinde, bütün Türk toplumu yeni harfleri öğrenmelidir, öğrenecektir. Milletin, kafasıyla olduğu gibi, yazısıyla da uygar dünyanın yanında bulunduğunu gösterecektir!” deyince, halk, kendisini kucaklamak, bağrına basmak isteyen bir coşkunlukla alkışlarken, heyecandan ağlaşanlar bile görülmüştü.
Oradan Büyükada’ya gitmişlerdi. Yat Kulübü’nde, pırıl pırıl ışıklar içinde, kırıta kırıta sırıtan fraklı, smokinli, tuvaletli bay, bayanlarla karşılaşınca, bir an durmuş, yanındakilere:
- Hani Sarayburnu’nda yaptığımız yok mu? Onu burada yapamazdık!... demişti.

Niyazi Ahmet BANOĞLU, Nükte ve Fıkralarla Atatürk, s.120-121

- Okuma Sayısı: Bu yazı 10713 defa okunmuştur.