Mehmetçiğin Hakkı: Tarihimiz boyunca Türk askeri büyük zaferler kazanmıştır. Zaferlerin kazanılmasında en büyük etken iyi eğitim, yüksek moral ve çağın teknolojisinde yararlanmak olmuştur. Eğitimsiz, moralsiz ve teknolojiden yararlanmadığı anlarda Osmanlı Devletinin son döneminde olduğu gibi hep yenilmiştir. Zaferler kazanıldığı zaman bazı din adamları bunda evliyalarının ve dualarının payı olduğunu söylemişlerdir. Kaybedilen savaşlarda ise kendilerine hiç pay çıkarmamışlardır. Oysa zaferlerin de, yenilgilerin de temelinde ordunun savaşa hazır olup olmaması vardı. Zaferde en büyük pay kanını, terini akıtan Mehmetçiğindir. Atatürk aşağıdaki anekdotta bu gerçeği vurgulamaktadır.
Sakarya Meydan Savaşı zaferle sona ermiş, Gazi Ankara’ya dönüyormuş. Karşılama törenine katılan halk, Gazi geçtikçe alkış tutuyor ve arkasından büyük bir alay halinde ilerliyorlarmış.Meclis binasının önüne gelinmiş, Gazi bakmış ki alayın başında bulunanlar yukarıya doğru yol almakta. Meğer bu tören şöyle düzenlenmiş: “Cemaat” halinde Hacı Bayram Veli’nin türbesine gidilecek, onun “yüksek maneviyatının yardımıyla” kazanılan bu büyük zafer için orada dua edilecek, sonra meclise dönülerek nutuklar okunacak.
Gazi:
- Öyle şey olmaz, yurt toprağını karış karış kanını akıtarak ve canını vererek savunan Mehmetçiğin hakkını ben evliyalara kaptırmam! Deyip doğruca meclis binasına sapmış.
Atatürk böyle bir davranışta bulunmasının gerekçesini ise şöyle açıkladı:
- Kimileri benim bu davranışıma kamunun inancını inciten yersiz bir davranış gözüyle bakmış olabilirler; ama ben, hele yurdun savunmasında, güvenilecek gücün evliyaların, yatırların “maneviyatı” olamayacağını hatırlatmayı artık zorunlu bulmuştum.
Hadi BESLEYİCİ, Atatürk’ü Anlamak, s.123-124
- Okuma Sayısı: Bu yazı 9620 defa okunmuştur.